Bartın Belediyesi tarafından açılan ilk müze olan Kemal Samancıoğlu Etnografya Müzesi'nde restorasyon çalışmaları tamamlandı. Biz de geçtiğimiz hafta sonu yenilenen müzeyi ziyaret ettik. Eski 'Bartın Evleri'nin nadir örneklerinden biri olan bu güzel yapıyı gezerken tahta zemininden yükselen ayak seslerimize dışarıdan gelen yağmurun sesi eşlik etti. Buram buram tarih kokan müzenin odalarında bir dönemin tüm yaşanmışlıklarının izlerini sürmeye çalıştık. Bartın'ın ileri gelen ailelerinin paylaştığı eserlerin sergilendiği sofayı gezerken duvarlardaki eski fotoğraflardan bize gülümseyen Kemal Samancıoğlu ile birlikte Bartın'da yaşamış hanımefendi ve beyefendilerin geride bıraktıkları anıları selamladık. Evin bir köşesindeki eski bir aynanın önünde bulunan antika pikaptan ise sanki yarım kalan romantik bir şarkının melodisi kulaklarımızda çalındı.
Bartın’da 24 yıl Belediye Başkanlığı yapan Kemal Samancıoğlu’nun doğup yaşadığı tarihi ahşap ev, günümüzde Etnografya Müzesi olarak hizmet veriyor. 2008 yılında Bartın Belediyesi tarafından 'Kemal Samancıoğlu Etnografya Müzesi' adıyla ziyaretçilerine kapılarını açan müze restorasyon çalışmalarının ardından yeni görünümüne kavuştu. Biz de hafta sonunda bu güzel ve tarihi yapının atmosferini yeniden yaşamak ve eski Bartın kültürüne ait eserleri yerinde incelemek için müzeyi ziyaret ettik.Kemal Samancıoğlu Etnografya Müzesi'nin bulunduğu sokağa geldiğimizde yağmur başladı. Hızlı adımlarla müzenin girişindeki demir kapıdan geçip tarihi müze binasının ahşap kapısından içeriye doğru ilk adımımızı attık. Bizi güler yüzüyle müze görevlisi Tomris Hanım karşıladı. Bize ziyaretimiz boyunca eşlik etti ve müze hakkında çeşitli bilgiler verdi.
![]() |
Kulluk ve Hergil |
“Kulluk”
denilen giriş bölümünün zemini müzenin bahçesindeki aynı kayrak taşlarla kaplı.
Bu bölüm üst katlara geçişi sağlayan ara bir mekan işlevi görüyor. Yine aynı yerde "Hergil" adı verilen üstten kapaklı büyük erzak dolabı yer alıyor. Girişin
hemen sağında ise mutfağa çıkan merdivenler bulunuyor. Mutfakta kapının tam karşısında bir ocak yer alıyor. Ortada yer
sofrası kurulmuş. Ocakta ise odunların üzerinde bir kazan yerleştirilmiş. Bir
anda az sonra yemek pişecek ve hep birlikte sofraya çökecekmişiz gibi bir hisse
kapılıyoruz. Sofranın üstündeki bakır kaplarda buharı tüten Bartın'a özgü nefis
bir yöresel yemek hayal ediyoruz. Ocağın yanına yuvarlak şekildeki pişirme
taşları yer alıyor. Bartınlı ustaların ekmek için farklı yemek için farklı
ölçülerde yaptıkları bu taşlar eski Bartın evlerinde mutlaka bulunuyor.
Ocağın üstündeki bölümde ve pencerelerin önündeki sandalyelerin arasına
yerleştirilmiş zarif bir sehpanın üzerinde eski kahve değirmenleri göze çarpıyor.
Hayalini kurduğumuz o güzel sofranın ardından canımız bu kez de kahve çekiyor.
Müzenin yemyeşil ve oldukça bakımlı görünen bahçesinde nefis bir Türk Kahvesi
içebileceğimiz güzel bir kafe neden olmasın diye düşünmeden edemiyoruz.
Mutfaktan
ayrıldıktan sonra merdivenlere yöneliyoruz. Birinci kata çıkarken büyük
pencereler ve pencerelerin önünde eski telefon sehpaları bizi karşılıyor.
Duvarlarda ise 'Bartın Çektirmesi' ve ırmaktan Boğaz'a ve tabii oradan da
İnkumu'na yapılan eski yolculukların resmedildiği tablolar sıralanmış. Her bir
tablonun altında kendi hikayelerinin anlatıldığı küçük notlar eklenmiş. Eskiden
tarihi Bartın Irmağı üzerinde yapılan bu keyifli ırmak yolculuklarını günümüzde
hiçbirimizin yaşayamıyor olması oldukça üzücü ve bir o kadar da düşündürücü...
Bu
müzede birbirlerinden farklı toplam 845 adet eser sergileniyor. Yenileme
çalışmaları sırasında hepsinin özenle bakımı ve temizliği yapılmış ve
sergilenmek üzere yeniden cam bölmelere yerleştirilmiş. Bartınlı ailelerin
müzeye bağışladığı çeşitli eserler evin odalarının açıldığı sofa olarak
adlandırılan orta alanda ziyaretçilerin meraklı gözleriyle buluşuyor. Eserlerin
isimlerinin yer aldığı bilgilendirme kartlarının yakın zamanda yapılacak olması
çok sevindirici. Zira günümüzde kullanılmayan ve ismini dahi bilmediğimiz
önemli ve çok eski eşyalar bu müzede sergileniyor. Eserlerin isimlerinin yer alacağı
kartlara QR kodların da eklenmesini umuyoruz. Zira bu ziyaretçilerin bilgiye
daha kolay ulaşabilmesi açısından çok yararlı olacak.
Geleneksel
Bartın Evleri "Kulluk" yani giriş bölümünün üstünde 2 katlı olacak
şeklinde inşa ediliyor. Müzeye ev sahipliği yapan bu ahşap bina da aynı şekilde
tasarlanmış. Müzenin 2. katına çıktığımızda yine odaların açıldığı sofada tarihi Osmanlı Dönemine kadar uzanan eski eşyalar sergileniyor. Eski dönemlerde günlük hayatta
evlerde kullanılan ağırlık ve ölçü aletlerinden, hayvan figürleri şeklinde
tasarlanmış orijinal kül tablalarına, üzerlerine eski harflerin işlenmiş olduğu
kılıçlar ve silahlardan birbirinden narin cam eşyalara ve antika büfelere,
ahşap tasarımlı oldukça zarif ve şık koltuklardan köşelere yerleştirilmiş ve baktığınızda sizi 40'lı 50'li yıllara götüren eski varaklı aynalara kadar onlarca
farklı eser tüm güzellikleriyle başınızı döndürüyor.
Yöresel ağızda evin odalarına "İçer" sofa olarak adlandırılan ve etrafını odaların çevrelediği orta alana ise "Dışar" deniyor. Bazı odalarının girişinde mahremiyet koridoru diye nitelendirebileceğimiz bölüm yer alıyor. Bu alan içeriye aniden giren kişiye karşı odada bulunan kişilerin mahremiyetini sağlamak için oluşturulmuş. Odaların pencerelerini boydan boya el emeği göz nuru işlemeli perdeler örtüyor. Oda duvarları boyunca iç mekan ferahlığını ve konforunu sağlayan sedirler yerleştirilmiş. Yine odaların içerisinde ısınma ve çeşitli ihtiyaçları gidermek için bir ocak, yatak ve yorganların konulduğu "Yüklük Dolabı" ve kapaklarını açtığınızda banyo işlevi gören "Hamam Dolabı" yer alıyor. Yüksek tavanlarda ahşap kirişler ve kaplamalar göze çarpıyor. Ayrıca dolap yanlarında bulunan ve son derece estetik görünen ahşap raflar ve gaz lambaları bir döneme adeta ışık tutuyor.
Odalarda sedirlerin
üzerine yerleştirilmiş ve Bartın yöresine özgü "uskufa" yani gelinlik giydirilmiş kadın
figürleri bulunuyor. Kadınlar ayrıca Bartın'ın geleneksel el işi olan ve büyük emek isteyen tel kırma
örgüsü yapar şekilde canlandırılmış. Odalarda ayrıca
Kemal Samancıoğlu'nun Hayatı
1897 yılında Samancıoğlu sokak, Orta Mahallede dünyaya gelen Kemal Samancıoğlu’nun babası Avukat Hüseyin Hamdi Samancıoğlu, annesi Fatma Samancıoğlu'dur. 1907 yılında Bartın Hamidiye Mektebini bitirmiştir. 1910-1911 de Rüştiyeyi tamamlamıştır. 1913 yılında Ziraat okuluna girmiştir. 1915'ten 1917'ye kadar Çivril Çekirge Mücadele Zabiti, 1917'den 1919'a kadar Afyonkarahisar Çekirge Mücadele Müdürü olarak çalışmıştır. 1920'de öğretmen olmuş, Milli Mücadele döneminde Amasra Sahil Tarassut Müfrezesi kumandanlığı ile Bartın Hendek Ereğli İnzibat zabitliklerinde bulunmuş, Bartın İnzibat zabitliği görevini yaparken Merkez Numune Mektebi orta devre öğretmenliğini de sürdürmüştür. 1923 yılında öğretmenliği bırakıp 1927 yılına kadar Ziraat Fen Memurluğu yapmıştır. 1927'de memurluktan istifa edip, serbest ticaretle uğraşmaya başlamıştır. 1929 belediye seçimleri sonrasında belediye başkanı seçilmiştir. 1929-1973 yılları arasında ara ara 24 yıl belediye başkanlığı yapmış olan Kemal Samancıoğlu, Türkiye Zirai Donatım Kurumu Umum Müdürlüğü İdare ve Levazım Şefliği, Türkiye Zirai Donatım Kurumu Adana Müdürü, Türkiye Ekspres Bank müdürü, Anadolu Bankası Bartın Şubesi Müdürü görevlerinde de bulunmuştur.
![]() |
Müzenin bahçesinde Kemal Samancıoğlu'nun makam aracı sergileniyor |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder