21 Eylül 2024 Cumartesi

STUTTGART'TA İLK GÜNLER

Bembeyaz bulutların arasından uçakla inişe geçtiğimizde yeryüzü beni yeşillikle karşıladı. Tek gördüğüm yemyeşil yerleşim yerleriydi. Sağlıklı bir inişin ardından yeni hayatımın sevinciyle dışarı attım kendimi uçaktan. "Merhaba Stuttgart!"

Aybars Dağ




Pasaport kontrolü fazla kalabalıktı ve kalabalığın büyük çoğunluğunu biz Türkler oluşturuyorduk. Uzun bir bekleyişin ardından sorunsuz bir şekilde giriş yaptım Stuttgart’a. İlk durak şehir merkezine erişmekti. Havaalanının biraz ilerisinde metro hattı mevcuttu. U yazısını takip ettim ve kolayca metroyu buldum. Nasıl bilet alacağımı anlayamamıştım. Yanımdaki Alman hanıma danıştım. Nazikçe yardım etti ve hızlıca metroya attım kendimi. Metro dediğime bakmayın tam bir tramvay. 45 dakikalık bir yolculuk bekliyordu beni ama ne yolculuk. Şehir merkezine gelene kadar gördüğüm manzaralar inanılmazdı. Yemyeşil bir şehirmiş Stuttgart, hiç bu kadarını beklemiyordum. Şehir merkezine gidene kadar yeşilin ve müstakil evlerin tadını çıkarttım. Şansıma hava oldukça güneşli. Yaz günlerini aratmıyor.



Şehir merkezine varınca otele attım kendimi. Hiç beklemeden valizlerimi bırakıp dışarıya çıktım. İlk durak burada yeni saray da denilen Neues Schloss ve onun büyüleyici bahçesi. Fotoğrafta kendini yeterince gösteremiyor. Çok güzel bir dolunay, yemyeşil bir bahçe ve tarihi bir saray. Görüntü inanılmaz. Ardından şehri keşfetmeye devam ettim. Tren istasyonu yaklaşık 10 yıldır tadilattaymış. Uzamasının başlıca sebepleri bütçe ve yerel halkın karşı çıkması diyorlar. Bu görünüşe göre bir 10 yıl daha devam edecek gibi...


Ertesi gün şehri biraz daha keşfetmek istedim. İsmini dahi bilmediğim sokaklarda gezdim. Bazı sokaklar oldukça modern, bazı sokaklar oldukça tarihi. Değişik bir dokusu varmış Stuttgart’ın. Oldukça hoşuma gitti, çeşitlilik her zaman iyidir. Güneşli de yakalamışken burayı tadını çıkartmaya devam etmek istedim. Tekrar yeni sarayın bahçesine gittim. İnsanlar oturmuş keyif yapıyorlardı. Bir bank buldum kendime ve oturdum. Yalnızca etrafı seyrettim ve anın tadını çıkarttım. Uzaklardan bisikletli tombul bir Alman amca geldi. Eliyle işaret etti "yanına oturabilir miyim" dedi. Bende elimle işaret ederek oturabilirsin dedim. Gülümsedi ve oturdu. Hiç konuşmadık, sadece birbirimize gülümseyip durduk ve anın tadını çıkarttık. Ben kalkarken ona “Have a nice day” dediğimde o bana kendi dilinde yalnızca “Tschüss” diyerek gülümsedi. Şehri keşfetmek için uyanmıştım ama yalnızca anın tadını çıkartmakla yetindim. Oldukça mutlu etti bu beni.

Hochschule Für Technik Stuttgart


Bir sonraki gün master programının başlangıcıydı. Oldukça sıcak ve sevecen karşıladılar bizi. Herkesin keyfi yerindeydi. Kısa bilgilendirmeler, kampüs turu ve ufak eğlencelerin ardından pizza partisi başladı. Oldukça keyifli bir zamandan sonra uzun bir gün geçirdim. Yorucu ama oldukça keyifliydi. 



Günün sonuna doğru Stuttgart’ta ki tren istasyonunun ve kapsadığı birçok bölgenin akıllı tasarımını sundular bize. Bizzat projeyi üstlenen firma ve sanatçılar yaptı sunumu. Oldukça etkileyici konulardan bahsettiler. Bu tasarımları dinledikten sonra belki ne alaka diyeceksiniz ama insana ne kadar değer verdiklerini anladım.


Şimdilik 3 güne bunları sığdırdım. Umarım ileri de daha güzel, sağlıklı ve keyifli günler geçiririm. 

Sevgiler…




1 yorum:

  1. Bartindaki yesillikten sonra stutgart'in yeşillik seni büyüledi ise muhteşem o zaman..Bende hollandanin yesilligine buyulenmistim..yolun açık olsun..🧿💙

    YanıtlaSil

KUMLUCA'DA BİR HAFTA SONU KAMPI: ARIKAYASI ŞELALESİ SU YÜRÜYÜŞÜ

Önce bir yağmur damlası düştü. Sonra ikincisi... Sonra bir baykuş öttü. Gecenin tam üçüydü ya da ikisiydi... Zamanın akışı o anlarda belli b...