Ilgarini Mağarası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ilgarini Mağarası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Temmuz 2024 Pazartesi

HORMA KANYONU


Bu gezimizde son zamanlarda turistlerin fazlaca ziyaret ettiği Horma Kanyonu’ndayız. Kastamonu il sınırları içerisinde kalan bu turistik bölge, Dünyanın en derin ikinci kanyonu olan Valla Kanyonu, Dünyanın en büyük dördüncü mağarası olan Ilgarini Mağarası ile Ilıca Şelalesi ve Horma Kanyonu’nu bünyesinde barındırıyor.

Aybars Dağ 





Biz Bartın’dan yola çıkıp Eflani üzerinden Pınarbaşı’na geldik ve gezimize buradan başladık. Bu rota üzerindeki yollar bir nebze daha düzgün ve sürüş konforu açısından daha iyi. Pınarbaşı’ndan geldiğimiz rotanın devamında Horma Kanyonu’nun otoparkı karşıladı bizi. Otopark ücreti 50 TL. Kanyona giriş ücreti ise yetişkin 25 TL, öğrenci 15 TL. Biletlerinizi aldıktan sonra kaybetmeyin. Parkurun devamında Ilıca Şelalesine ulaştığınız zaman bu biletleri göstererek şelaleye giriş yapabiliyorsunuz.






Parkurun uzunluğu 3 kilometre. Başlangıç noktasından Ilıca Şelalesi’ne ilerliyorsunuz ve aynı rotayı geri dönüyorsunuz. Eğer yorulduysanız veya geri dönmek istemiyorsanız, Ilıca Şelalesi’nin 400 metre yakınında bulunan köyden taksiye binebilirsiniz. Taksi ücreti 290 TL. Aynı zamanda buradaki servislere de binebilirsiniz. Servis ücreti de kişi başı 50 TL. Servisin belirli bir hareket saati yok, araç dolduğu zaman hareket ediyor.




Parkur başlangıçta oldukça kolay. Şelaleye doğru ilerlerken manzaranın tadını çıkara çıkara ilerleyin, çünkü dönüş yolu oldukça meyilli olduğundan sizi zorlayabiliyor. Ama işin güzel ve keyifli yanı da bu parkurun biraz zor olması. Parkur gerçekten keyifli ve çok güzel manzaralar yürüyüş boyunca size eşlik ediyor. Ayrıca dağa çakılmış tahtalar üzerinde ilerliyorsunuz bu da adrenalini yükseltiyor. Yükseklik belirli noktadan sonra oldukça artıyor ve yine muhteşem manzaralar kendini gösteriyor. 




Çok küçük yaştaki çocuklarınızı bu parkura getirmenizi önermiyoruz. Gözlemlediğimiz kadarıyla parkura gelen çocukların çoğu yüksekten korktu. Belirli mesafeden sonra yorgunluğun belirtisiyle yürümek istemediler ve ebeveynlerine zor anlar yaşattılar. Bunun yanında bazı ebeveynler bebek arabalarıyla bu parkura gelmiş. Ne kadar zorlandıklarını kendi gözlerimizle gördük.





Yürüyüş boyunca birbirinden farklı ve insanı kendisine hayran bırakan manzaralar ile karşılaşacaksınız. İnsan gerçekten kendini başka bir dünyada gibi hissediyor. Kendinizi özgürleşmiş ve doğaya ait hissediyorsunuz. İçimizdeki benlik duygusu uyanıyor ve doğada kendini buluyor. 




Ilıca Şelalesi’ne varmadan önce şelalenin en üst noktasına geliyorsunuz. Buradaki manzara gerçekten oldukça etkileyici. Uzun merdivenlerde Ilıca Şelalesi’ne doğru iniyorsunuz. Tahmin edersiniz ki geri dönüş yolunda bu merdivenleri çıkmak oldukça zor oluyor. Şelale’ye girmek yasak ve tehlikeli ama çoğu kişi bu uyarıyı maalesef dikkate dahi almıyor. Siz siz olun kurallara uyun ve kendinizi tehlikeye atmayın.





 Biz sadece ayaklarımızı suya sokarak sıcak havanın da etkisi nedeniyle biraz ferahlamaya çalıştık. Buz gibi su parkurun yorgunluğunu aldı üzerimizden. Biraz mola verdik ve banklarda oturduk. Yanımızda getirdiğimiz kuruyemiş ve keklerden atıştırdık. Benim size tavsiyem yanınıza mutlaka enerji veren yiyecek-içecek alın. Temiz havanın da etkisi ile insan aniden acıkıyor. Yanınızda mutlaka su bulundurun. Biz iki kişi üç saatlik gidiş-dönüş süremizde yaklaşık 3-4 litre kadar su tükettik. Ayrıca yanınızda yedek kıyafet bulundurmanızı tavsiye ederim. Terleyeceğiniz için üst değişimi yapma ihtiyacı hissedeceksiniz.  Buraya gelmek isteyen ama yürüyemeyeceğini düşününler için sadece tek taraflı yürümeyi tavsiye edebilirim. Yine de yaklaşık 3 kilometre kadar  yürümeniz gerekli bunu da belirteyim.




Molanın ardından dönüş yoluna geçiyoruz. Meyil fazla olduğu için biraz yorucu oluyor ama anın tadını çıkarmaya ve keyif almaya odaklanıyoruz. Manzara oldukça keyifli kılıyor bu parkuru. Sadece yürüyüş biraz uzun sürdüğü  için kendimizi zaman sarmalına kapılmış gibi hissediyoruz. Sanki bir geçtiğimiz yeri yeniden geçiyoruz ve kendimize bir dejavu filmi senaryosu çıkartıyoruz. Yanımızdan bile aynı insanlar geçiyor sanki. Burada zaman ve mekan algınız değişiyor ve bambaşka bir atmosfer yaşıyorsunuz. Hava kararmaya başlıyor ve yol bir türlü bitmeyecekmiş gibi hissediyorsunuz. Ancak bu uzun yürüyüş mesafesi yemyeşil bir rüyadan çıkmış gibi sonlanıyor. 









Sonunda parkuru tamamlıyoruz ve bunun gururu ile birbirimize sarılıyoruz kız arkadaşım İldem ile. Buranın bizim için özel bir anlamı var. Bundan yaklaşık üç yıl kadar önce Valla Kanyonu’nu ziyaret ettiğimde mesaj yazmıştı İldem. Mutlaka Horma Kanyonu’na gitmelisin orası da çok güzel demişti. Bir hafta sonra Horma Kanyonu’nu ziyaret ettim ve onunla arkadaşlığımız bu şekilde ilerledi. Üç yılın ardından her şeyin başladığı yere birlikte gelmek istedik ve bu yürüyüşle birlikte aşkımızı mühürledik. Elbette yorulduk ancak her anı keyifli ve eğlenceli bir parkur oldu bizim için. Horma Kanyonu'na gideceklere keyifli zaman geçirmelerini diliyorum.







KUMLUCA'DA BİR HAFTA SONU KAMPI: ARIKAYASI ŞELALESİ SU YÜRÜYÜŞÜ

Önce bir yağmur damlası düştü. Sonra ikincisi... Sonra bir baykuş öttü. Gecenin tam üçüydü ya da ikisiydi... Zamanın akışı o anlarda belli b...