şarap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şarap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ocak 2025 Cumartesi

KAPADOKYA: MASALSI BİR YOLCULUK

Türkiye’nin en büyüleyici bölgelerinden biri olan Kapadokya, tarihi, doğal güzellikleri ve benzersiz atmosferiyle keşfedilmeyi bekliyor. İki günlük dolu dolu bir Kapadokya gezisi, her anıyla unutulmaz bir deneyim sunuyor. İşte benim Kapadokya maceram...

Aybars Dağ


1. Gün: Tarihi ve Doğanın İç İçe Geçtiği Yolculuk

 Gece Yolculuğu ve Selime Katedrali

Ankara’dan gece otobüsüne binerek başlayan yolculuğumuz, sabah erken saatlerde ufak bir kahvaltı molasıyla devam etti. İlk durağımız, Kapadokya’nın göz alıcı yapılarından biri olan Selime Katedrali idi.

Volkanik tüf kayalara oyulmuş bu manastır kompleksi, bir zamanlar hem dini eğitim merkezi hem de sığınak olarak kullanılmış. Üst katlardaki geniş salonlar ve yaşam alanları, alt katlardaki depo ve sığınak bölümleriyle büyüleyici bir yapıydı. İçindeki freskler, İncil’den sahneleri anlatıyordu; ancak zamanın etkisiyle bir kısmı yıpranmıştı.

 

Doğanın Güzelliği: Narlıgöl ve Yeraltı Şehirleri

Sonraki durağımız olan Narlıgöl, huzur veren atmosferi ve termal özellikleriyle dikkat çekti. Volkanik krater gölü olan Narlıgöl, doğanın sessizliği ve güzelliğiyle bizi büyüledi.


Ardından, Kapadokya’nın ünlü yeraltı şehirleri olan Derinkuyu ve Kaymaklıyı ziyaret ettik. Eski medeniyetlerin yer altına inşa ettiği bu yapılar, savunma ve yaşam alanı olarak kullanılmış. Tüneller, ibadet yerleri ve depolarıyla geçmişin izlerini sürmek oldukça etkileyiciydi.



Daha sonra bölgenin meşhur deri üretim fabrikasına ziyarete gittik. Ufak bir moda defilesi eşliğinde ürünlerin tanıtımı yapıldı. Merak edenler için oldukça ilginç ürünler mevcuttu. Deri fabrikasından öğle yemeği molası ve ardından rotamızı Göreme Açık Hava Müzesi’ne çevirdik.

Göreme Açık Hava Müzesi

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki bu yer, kaya oyma kiliseleri ve freskleriyle bölgenin dini ve sanatsal mirasını yansıtıyordu. Özellikle Tokalı Kilise’deki freskler, İsa’nın hayatına dair sahneleri canlı renklerle tasvir ediyordu.


Göreme Açık Hava Müzesi’nin duvarlarında, dönemine ait freskler ve dini ikonografiler yer alıyor. Bu freskler, Hristiyanlık inancının temel öğretilerini ve İncil’den hikayeleri canlandırıyor. Azizlerin hayatlarını, İsa’nın doğumu, çarmıha gerilişi ve dirilişi gibi önemli olayları anlatan sahneler, dönemin sanatsal ve dini anlayışını gözler önüne seriyor. Bu çizimlerin zarar görmemesi için fotoğraf veya video çekilmesine izin verilmiyor. Bu sebeple görsel olarak girişteki tabloda yer alan çizimleri sizinle paylaşmak istedim.




 2. Gün: Gökyüzünden Kapadokya ve Tarih

 Balonların Dansı

Sabah 6’da başlayan ikinci günümüz, Kapadokya’nın ünlü uçan balonlarını izlemek için Aşk Vadisine giderek başladı. Balon turlarının fiyatlarının dönemlere göre değiştiğini öğrendik. Şubat ayının en uygun zaman olduğunu, yılbaşı gibi özel günlerde ise fiyatların oldukça yükseldiğini söylediler. Biz balonlara binemesek de gökyüzünde süzülen balonları izlemek bile büyüleyiciydi.


Paşabağları Vadisi

Bir sonraki durağımız olan Paşabağları Vadisi, "Rahipler Vadisi" olarak da biliniyor. Mantar şekilli peri bacaları ve içlerine oyulmuş yaşam alanlarıyla bu vadi, keşişlerin inziva yerleri ve tarihi dokusuyla dikkat çekiyordu.



Atölyeler ve El Sanatları

Paşabağları’ndan sonra Onyx taşlarının ve bölgenin diğer değerli taşlarının işlendiği bir atölyeyi ziyaret ettik. Ev dekorasyon ürünlerinden takılara kadar pek çok ilginç tasarımı görmek büyüleyiciydi. Ardından çömlek yapımının gösterildiği bir atölyede ustaları izledik. Bize eski geleneklerden, erkeklerin çömlek yapmayı, kadınların ise halı dokumayı öğrenmek zorunda olduğundan bahsettiler.

 

Hacı Bektaş Veli Müzesi

Günün ve turumuzun son durağı, Hacı Bektaş Veli Müzesi oldu. Bu müze, hoşgörü ve insan sevgisi üzerine kurulu Bektaşi geleneğini anlamak için eşsiz bir yerdi. Anadolu’nun tasavvuf kültürünü ve hoşgörü felsefesini yansıtan bu mekan, hem manevi hem de kültürel açıdan etkileyiciydi.



Kapadokya: Unutulmaz Bir Deneyim

İki günlük Kapadokya turumuz, tarih, doğa ve kültürün iç içe geçtiği bir yolculuktu. Her anı keşif dolu olan bu bölge, Türkiye’nin en özel destinasyonlarından biri. Umarım bir gün sizin de Kapadokya’ya yolunuz düşer ve bu eşsiz deneyimi yaşarsınız.

 

Yeni yılınızın, Kapadokya’nın büyüsü kadar güzel geçmesi dileğiyle!

7 Aralık 2024 Cumartesi

STUTTGART VE ÜZÜM BAĞLARI: TARİHTE BİR YOLCULUK

Almanya denildiğinde akla genelde bira gelir. Ancak Stuttgart ve çevresinde durum biraz farklı. Yüzyıllar öncesine uzanan bu bölgedeki gelenek, Romalıların üzüm bağları yetiştirmesiyle başlamış. Stuttgart, üzüm bağları açısından oldukça zengin bir geçmişe sahip ve günümüzde 17.5 hektardan fazla üzüm bağıyla bu gelenek devam ediyor. İlginç bir şekilde bu bağların çoğuna toplu taşıma kullanarak ulaşmak oldukça kolay.

Aybars Dağ



Untertürkheim’dan Başlayan Yolculuk

Gezimiz, Stuttgart’ın Untertürkheim bölgesinde başladı. Bu, Smart City Solutions programımın bir parçası olarak yapılan bir keşif gezisiydi. Gezinin amacı, hem bölgeyi daha yakından tanımak hem de şehri öğrenmekti. Hocamızın rehberliğinde Untertürkheim’ın dar ve etkileyici sokaklarında yürüyüşümüze başladık.


Evlerin arasından geçerken, eski ve yeninin bir arada nasıl sunulduğunu görmek oldukça ilgi çekiciydi. Örneğin, bir sokağın bir kısmı taş döşemelerle kaplıyken, diğer kısmı asfalttı. Hocamız, bu durumun bölgedeki geçmiş ve geleceği bir arada göstermek için yapıldığını anlattı.



Yol Üzerindeki Sürprizler

Yürüyüş sırasında, eski zamanlardan kalma bir dinlenme alanına rastladık. Bu alan, taşlardan yapılmış olup üzerindeki amblemler Untertürkheim bölgesini temsil ediyordu. Eski zamanlarda burada geçen yolcular, eşyalarını taşın üzerine koyarak dinlenirlermiş. Günümüzde de bu tarihi alan korunmaya devam ediyor.



Üzüm bağları ise yürüyüşün bir diğer büyüleyici detayıydı. Yol boyunca birçok farklı türde üzüm bağıyla karşılaştık. Ne yazık ki çeşitlerin tam sayısını öğrenemedim, ancak birkaç üzümün tadına bakma fırsatı buldum ve gerçekten leziz olduklarını söyleyebilirim.



Grapkapelle: Aşk ve Tarihin Buluştuğu Nokta

Yürüyüşümüzün sonunda Grapkapelle’ye ulaştık. Baden-Württemberg eyaletinin kralı tarafından yaptırılmış olan bu şapel, aşk ve tarihin simgesi olarak dikkat çekiyor. Şapel, Almanya ile Rusya arasındaki iyi ilişkilerin bir sonucu olarak bölgeye gelen Rus prenses Katherina’nın anısına inşa edilmiş. Prensesin erken yaşta ölümü üzerine kral, onun anısını yaşatmak için bu gösterişli şapeli inşa ettirmiş. Günümüzde bu bölge “Aşk Tepesi” olarak biliniyor ve ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Şapelin tasarımı oldukça etkileyici ve içinde iki aşığın mezarı bulunuyor.







Stuttgart’a Yükseklerden Bakış

Şapelden şehrin belirli kesimlerini görme fırsatımız oldu. Bu yükseklikten Mercedes-Benz’in birçok tesisini görmek mümkün. Stuttgart, Mercedes-Benz’in doğduğu şehir olarak biliniyor ve firma hâlâ bu şehirdeki ana merkezinden çalışmalarını yürütüyor.



Bu gezi, sadece Stuttgart’ın tarihi ve kültürel zenginliklerini değil, aynı zamanda üzüm bağlarıyla olan bağını da görme fırsatı sundu. Eğer bir gün Stuttgart’a yolunuz düşerse, Untertürkheim çevresinde bir yürüyüş yaparak bu eşsiz bölgeyi keşfetmenizi şiddetle tavsiye ederim.

 



Kaynak: https://movingtostuttgart.com/vineyards-wineries/



KUMLUCA'DA BİR HAFTA SONU KAMPI: ARIKAYASI ŞELALESİ SU YÜRÜYÜŞÜ

Önce bir yağmur damlası düştü. Sonra ikincisi... Sonra bir baykuş öttü. Gecenin tam üçüydü ya da ikisiydi... Zamanın akışı o anlarda belli b...