Almanya denildiğinde akla genelde bira gelir. Ancak Stuttgart ve çevresinde durum biraz farklı. Yüzyıllar öncesine uzanan bu bölgedeki gelenek, Romalıların üzüm bağları yetiştirmesiyle başlamış. Stuttgart, üzüm bağları açısından oldukça zengin bir geçmişe sahip ve günümüzde 17.5 hektardan fazla üzüm bağıyla bu gelenek devam ediyor. İlginç bir şekilde bu bağların çoğuna toplu taşıma kullanarak ulaşmak oldukça kolay.
Aybars Dağ
Untertürkheim’dan Başlayan Yolculuk
Gezimiz, Stuttgart’ın Untertürkheim bölgesinde başladı. Bu, Smart City Solutions programımın bir parçası olarak yapılan bir keşif gezisiydi. Gezinin amacı, hem bölgeyi daha yakından tanımak hem de şehri öğrenmekti. Hocamızın rehberliğinde Untertürkheim’ın dar ve etkileyici sokaklarında yürüyüşümüze başladık.
Evlerin arasından geçerken, eski ve yeninin
bir arada nasıl sunulduğunu görmek oldukça ilgi çekiciydi. Örneğin, bir sokağın
bir kısmı taş döşemelerle kaplıyken, diğer kısmı asfalttı. Hocamız, bu durumun
bölgedeki geçmiş ve geleceği bir arada göstermek için yapıldığını anlattı.
Yürüyüş
sırasında, eski zamanlardan kalma bir dinlenme alanına rastladık. Bu alan,
taşlardan yapılmış olup üzerindeki amblemler Untertürkheim bölgesini temsil
ediyordu. Eski zamanlarda burada geçen yolcular, eşyalarını taşın üzerine
koyarak dinlenirlermiş. Günümüzde de bu tarihi alan korunmaya devam ediyor.
Üzüm bağları ise yürüyüşün bir diğer büyüleyici detayıydı. Yol boyunca birçok farklı türde üzüm bağıyla karşılaştık. Ne yazık ki çeşitlerin tam sayısını öğrenemedim, ancak birkaç üzümün tadına bakma fırsatı buldum ve gerçekten leziz olduklarını söyleyebilirim.
Grapkapelle: Aşk ve Tarihin
Buluştuğu Nokta
Yürüyüşümüzün sonunda
Grapkapelle’ye ulaştık. Baden-Württemberg eyaletinin kralı tarafından
yaptırılmış olan bu şapel, aşk ve tarihin simgesi olarak dikkat çekiyor. Şapel,
Almanya ile Rusya arasındaki iyi ilişkilerin bir sonucu olarak bölgeye gelen
Rus prenses Katherina’nın anısına inşa edilmiş. Prensesin erken yaşta ölümü
üzerine kral, onun anısını yaşatmak için bu gösterişli şapeli inşa ettirmiş.
Günümüzde bu bölge “Aşk Tepesi” olarak biliniyor ve ziyaretçilerin ilgisini
çekiyor. Şapelin tasarımı oldukça etkileyici ve içinde iki aşığın mezarı
bulunuyor.
Şapelden şehrin belirli kesimlerini görme fırsatımız oldu.
Bu yükseklikten Mercedes-Benz’in birçok tesisini görmek mümkün. Stuttgart,
Mercedes-Benz’in doğduğu şehir olarak biliniyor ve firma hâlâ bu şehirdeki ana
merkezinden çalışmalarını yürütüyor.
Bu gezi, sadece Stuttgart’ın tarihi ve kültürel
zenginliklerini değil, aynı zamanda üzüm bağlarıyla olan bağını da görme fırsatı
sundu. Eğer bir gün Stuttgart’a yolunuz düşerse, Untertürkheim çevresinde bir
yürüyüş yaparak bu eşsiz bölgeyi keşfetmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Kaynak: https://movingtostuttgart.com/vineyards-wineries/